Sanal müzemiz 24 saat açıktır

Kumbara Müzesi Manzaraları

Kumbaralar da pek çok diğer nesne gibi anlamını kullanıldığı bağlamdan alır. Para kutularını kumbaraların atası sayarsak eğer iki bin yıldan daha uzak bir geçmişe yaslanan tarihiyle anlamın her durumla birlikte değişmesi şaşırtıcı değil. 13. yüzyılda örneğin Endonezya’da kumbaranın ailenin ortak kullandığı birikim aracı anlamına karşılık geldiğini, 18. yüzyıl Fransa’sında seramik bir kumbaranın dekoratif amaçlı kullanıldığına ve anlamın bu yönüyle değiştiğine şahitlik edebiliriz. 1940’lı yıllarda kumbara üretimi ve ediniminin yaygınlaşması ve ülke olarak aşina olduğumuz çanta tipi gibi daha düz tasarımların tercih edilmesinde, hatta İkinci Dünya Savaşını kaybetmeye yakın tarafların gitgide metal bulamaması ve madeni para basamamasından kaynaklı kâğıt paralara uygun kumbara üretmesinde yalnızca kendi bağlamıyla anlaşılabilecek bir tarihsellik vardır. Tam da bu nedenle, nesnenin tarihselliği göz ardı edildiğinde, bağlamından koparıldığında gayet iyi bildiğimizi düşündüğümüz nesnenin tüm anlamı sis perdesinin ardına gizlenmeye başlar.

Kumbara koleksiyonuna sahip müzeleri, finans/banka müzeleri, etnografya ve ulusal müzeler olarak kategorilendirebiliriz. Bu müzelerin ortak özellikleri sergiledikleri diğer nesnelere oranla kumbaralar hakkında çok az şey bildikleridir. Bazısında yüzyılı, bazısında tam olarak nesnenin tarihini verebiliyorlar ancak tasarımcısı, eğer üzerinde etiket yoksa kim tarafından üretildiği gibi bilgiler genelde çok kısıtlı kalmakta. Örneğin titizliğiyle ve bilgilendirme arzusuyla bilinen British Museum’ın sahip olduğu kumbara koleksiyonuna baktığımızda birkaç kumbara hariç nesnenin temellendiği tarih, kim tarafından yapıldığı, hangi şirketin/kurumun ürettiği gibi bilgilerin eksik olduğunu görürüz. Bazısında şirket ismi var tasarımcının adı yok, diğerinde tasarımcının/yapanın adı var ama tarih yok. Yunanistan’da bulunan Benaki Oyuncak Müzesi’nin koleksiyonunda yine aynı sis perdesiyle karşılaşıyoruz. Monnaie de Paris’de, Fransa’nın Nevers şehrinde bulunan Çini Müzesi’nde ya da Güney Kore’deki Woori Bank Müzesi’nde, yani kumbaralara koleksiyonunda yer veren pek çok müzede benzer bir bilinmezliğe çarpıyoruz. Cleveland Sanat Müzesi’nde ya da Rijksmuseum’da arkeolojik değerine vurgu yapılan kumbaralar sergileniyor olmasına ve kumbaraların temellendiği tarihin uzak olmamasına rağmen, bulunan kumbaralar için 13 ya da 15. yüzyıl gibi geniş bir tarih aralığının işaret edilmesi, bu nesnelerin kesin bir zamana havale edilmemesi esasen kumbaralar üzerindeki belirsizliği ifade etmeye yaramaktadır. Hem kumbara müzelerinde hem de koleksiyonlarında kumbara olan müzelerde bilgi açısından bir fakirlik olduğu kesindir. Bunun nedeni başka bir yazının konusu olsa ve kestirmelerden uzak durmak gerekse de başa yazacağım gerekçe karşı karşıya olduğumuz nesnenin apaçık olduğunu, onu tanıdığımızı ve öğrenilmeye/kavranılmaya değer görülmediğini düşünmek olurdu. Bugüne özgü bir şeyden söz ediyor da değilim. Verilen örneklerden görülebileceği gibi, 18. yüzyılda dekoratif amaçlı üretilen de 20. yüzyılın başında seri üretime tabii olan da belirsizlik taşır. Kumbara kültürlerde, toplumlarda olduğu gibi müzelerde de muğlâk nesnelerdendir.

Kumbara müzelerinin de karakteristik özelliklerinden ilki, odaklandıkları nesne bu olmasına rağmen ona dair bilginin az oluşudur. Bu müzelerin sergilemelerinde genellikle tür, kronoloji ve tema gözetilir. Örneğin domuz kumbaralar birbirleriyle, saat, banka kumbaraları ya da aynı ülkeden olanlar birbirleriyle sergilenir. Karşılaşılan tüm kumbara müzelerinde -koleksiyondan bir hayli fazla parçanın sunulmak isteğinden olacak ki- bir sıkışıklık söz konusu.  Bu nedenle ziyaret sürelerinin kısa, algılamanınsa zor olduğunu tahmin edebiliriz. Koleksiyon ya bir bankanın elindeki kumbaraların devriyle ya da kişisel koleksiyoncuların yıllar süren çabasıyla oluşturulmuş. Bankaların ya da bir vakfın destekleriyle kurulmuş olan müzeler kişisel çabayla kurulanlara göre konumları daha sağlam ve imkân açısından daha çeşitli görünmektedir. Ancak kişisel çabalarla müzesini kuranlar daha heyecanlı ve heveslidir ki bu da sürpriz olmasa gerek.

  1. Tasarruf Kutusu Müzesi

Danimarka Randers’ta bulunan müze, Danimarka’nın bu tarz bir içeriğe sahip tek müzesi. Zaten kumbara müzesi dünyada çok sık rastlanan bir şey olmasa da, özellikle Danimarka’da üretilmiş kumbaralara sahip çıktığı için müze oldukça gururlu. Ancak koleksiyon sadece Danimarka’da üretilmiş kumbaralardan ibaret değil. Dünyanın birçok bölgesinden 3500’ü aşkın kumbaraya sahipler. Bunların en eskisi 16. yüzyıla kadar gitmekte.

Müze bir vakıf tarafından yönetilmektedir ve 2004 yılında başka bir müzenin koleksiyonunu devraldıklarından o tarihte koleksiyon açısından epey genişlemiştir. Müzede kumbaraların dışında eski hesap cüzdanları, banknotlar ve hesap makineleri sergilenmektedir. Şehir merkezinde yer alan müze, aileleri hedef kitle olarak görmekte ve ziyarete davet etmektedir.

  1. Amagasaki Shinkin Bank Dünya Kumbara Müzesi

Müze bankanın sahip olduğu koleksiyonun değerlendirilmesi amacıyla Japonya’nın Amagasaki şehrinde 1990 yılında kurulur. Kurulma aşamasından bugüne kadar toplanan kumbaraların sayısı 14 bini aşmıştır. Müzenin kalıcı sergilerinden konumuna göre öncelikli olduğu anlaşılan dünya kumbaraları bölümünde Latin Amerika’dan, Avrupa’ya, Asya’dan Orta Doğu’ya kadar 62 ülkeden kumbaralar yer almaktadır. Bu ülkelere Türkiye de dâhil. Nicelik açısından bakıldığında dünyanın en büyük kumbara müzesi olabilir. Müze 12 sergi alanına sahip iki kattan meydana gelmektedir. Hâlihazırda 2500 eserin sergilendiği müzede, eserlerin sürekli değişmesiyle ziyaretçilerine hep farklı bir deneyim yaşatmayı amaçlamaktalar. Japon tarihinin işlendiği kumbaralardan domuz kumbaralara, mekanik kumbaralardan saat, otomobil, radyo ve telefon kumbaralarına kadar birçok çeşitte obje bulmak bu müzede mümkün.

Kumbaraların kültürel tarihine ve tasarımlarına yönelik kısa bilgiler edinilebilecek müzede, her ay yeni bir geçici sergi düzenlenmektedir. Sergiler önemli günleri anmak amaçlı olduğu gibi, bağımsız olarak da gerçekleşebiliyor. Eylül 2019’da çağıran kedi ismiyle de bilinen Maneki Neko kumbaraları sergisi düzenlenecek, ardından tasarruf haftası sergisi sunulacaktır.

  1. Nishizawa Kumbara Müzesi

Müzenin kurucusu bir hobi olarak başladığı kumbara biriktirme serüvenini Japonya’nın en iyi koleksiyonlarından birine sahip olana kadar sürdürür. Kumbara konusunda uzmanlaşma ve koleksiyondaki kumbaraların detaylıca tanıtılması amacını taşıyan müze iki kattan oluşmakta ve galerisiyle sanatçılara ve koleksiyonculara yer de sağlamaktadır. Toplamda bin metrekareye yakın bir alanda yerleşik olan müze 2008 yılında açıldı. Kültürel mirasın değerli bir parçası olarak 10 bin kumbaraya sahip olan müze, bunların 3 binini sergileyebilmektedir. Kalıcı sergiler her altı ayda bir değişmekte ve ziyaretçilerine her geldiklerinde farklı nesnelerin görüleceği sözü verilmektedir.

Bu müzeyi diğer kumbara müzelerinden ayıransa koleksiyonun zenginliği, boyutu, niteliği, müze mekanının diğerlerine göre rahatlığı değil kumbaralar üzerine detaylı bilgilerin yer aldığı blog sayfasının olmasıdır. Müze kendi alanıyla ilgili bilgi üretmekte çekingen ya da isteksiz değil. Aksine koleksiyonu oluşturan aynı zamanda müzeyi kuran kişinin 35 yıllık toplama ve inşa sürecinde edindiği tecrübeyi aktarmaya eğilimlidir.

Dünyada koleksiyonlarında kumbaraya yer veren birçok müze olmasına karşın bağımsız kumbara müzeleri şaşırtıcı derecede azdır. Aslında insanlar daha çok kumbara temalı müzelerin olmasına şaşırıyor olsa da, bunlar hiç de yeni sayılmaz. Örneğin şu fotoğraf 1976 yılında Amsterdam’da açılan kumbara müzesinin açılışından. Bugün müzenin akıbetiyle ilgili bir bilgiye sahip değilim ama koleksiyonun bir hayli övüldüğüyle ilgili yazılar okudum.

 

Kumbara müzelerini araştırırken, müzelerdense kumbara koleksiyoncularının konuyla alakalı daha fazla bilgi verdiklerini hisseder oldum. İtalya’dan, Fransa’dan, ABD’den, İngiltere’den, Hollanda’dan ve Danimarka’dan birbirleriyle de iletişim halinde oldukları belli olan koleksiyoncuların sağladığı bilgiyi çoğu müzenin sağlayamaması neye bağlanır, neyle ilişkilendirilir bunun adını tam koyamıyorum.

Mehmet Özgür Kızılkaya