Sanal müzemiz 24 saat açıktır

OYUNCAK MÜZELERİNE YENİ BİR SOLUK: BURSA OYUNCAK MÜZESİ

Bursa’nın ilk oyuncak müzesi Bursa Oyuncak Müzesi 4 Eylül 2023 tarihinde Altınşehir Mahallesi’nde açıldı. Yiğit Kiremitçi’nin dört binden fazla oyuncak barındıran koleksiyonunun önemli bir kısmının sergilendiği müzenin küratörlüğünü Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Öğretim Görevlisi Celil Atasever üstlendi. Türkiye’nin ilk illüzyon müzesi olan Wox İllüzyon ve Oyuncak Müzesinin kurucu koordinatörlüğünü ve küratörlüğünü de üstlenen Atasever Bursa Oyuncak Müzesini şöyle tarifliyor: “Müzemiz içeriye girince çok farklı ve özgün bir ambiyans sunmaktadır. İlk olarak sizi Pieter Bruegel’in “Çocuk Oyunları” tablosundan esinlenilerek oluşturulmuş dünyanın her yerinden gelen oyuncaklar karşılamaktadır. Vitrinlerimiz dünyanın farklı oyuncak müzelerine gittiğinizde karşılaşabileceğiniz çeşitlilikte tarihi oyuncakları barındırıyor. Oyuncak tarihinden bahsedersek Almanların global arenada ilk oyuncak üretimini yaptığını biliyoruz. Ülkemizde ise 1600’lü yıllarda Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde oyuncak yapan insanlardan bahsedildiğini biliyoruz, lokal olan bu üretimin o gün için dünyaya açılması ise söz konusu değil. Bursa Oyuncak Müzesi 1880’lerden itibaren üretilmiş çok nadide parçaları da barındıran bir koleksiyon ile karşımıza çıkmaktadır.”

Müzenin zemin katında plastik ve ahşap çeşitli oyuncaklar ile topaçların bulunduğu vitrinler yer almaktadır.  Bunların yanı sıra Osmanlı’da padişah torunu sultanların oynadığı bebekler de burada sergilenmektedir. Bu vitrinlere ek olarak çeşitli bebek evleri ve tematik vitrinler yine bu katta çağdaş müzecilik benimsenerek bu vizyonda hazırlanmış.

Birinci katta Türk oyuncak tarihini de anlatan ilk oyuncak sanayicilerimiz ve ustalarımızdan önemli isimlere ait oyuncaklar sergilenmekte. Bu bölüm ilk oyuncak üreticilerinden Müstecap Baybörü, Abdurrahim Alasya, Jüliet Altın gibi çok kıymetli isimlerin oyuncaklarından oluşan önemli bir koleksiyona sahip. Bunun yanı sıra Nevzat Kurt’un 1947’de tescil ettirdiği Ne-Kur markasına ait oyuncakların ülkemizdeki en detaylı ve değerli koleksiyonu ilk kez Bursa Oyuncak Müzesi’nde gün yüzüne çıkmaktadır. Ayrıca 1900’lü yılların başında Avrupa ve Amerika’nın çeşitli noktalarında üretilmiş bebekler, ahşap bebek evleriyle birlikte, mekanik teneke oyuncaklar ve sadece ülkemizin değil dünyadaki oyuncak tarihinin de önemli parçaları yine müzede bulunmaktadır. Ayrıca günümüzde yeniden popüler hale gelen Barbie bebeğin de satışa sunulan ilk ürünü koleksiyonda yer almaktadır. En etkileyici sergi teşhir alanlarının bana göre başında gelen bir bakkal dükkânı olarak tasarlanan alandır.  80’li 90’lı yıllarda o bakkal içinde satılan ürünleriyle beraber sergilenen alan hem gelen yetişkinlerin anılarını tazelemekte hem de gelen çocukların dikkatini bu yöne çekmektedir.

İkinci kata ise hem atölye katı hem de çatı arası oyun evi benzeri bir tasarım yapılmıştır. Ziyaretçileri ilk olarak atölye alanın hemen karşısında kara tahtalı, siyah önlüklü, abaküslü, fişli, mevsimler panosunun yer aldığı birçoğumuzun çocukluğunda önemli yer tutan bir sınıf karşılıyor. Bu kısmın hemen karşısında ufak bir odada adeta tavan arasına saklanmış oyuncaklar, bunların yanında biriktirme ve tasarruf kültürüne gönderme yapan kumbaraların bulunduğu vitrin bulunmaktadır. Bu konu ile ilgiliyseniz Türkiye’nin ilk kumbara temalı müzesi Müze Kumbaram’ı da ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Odadan çıktığımızda ise Türkiye’de pelüş oyuncakta bir dönemler önemli bir marka olan Fatoş Oyuncak markasının ürettiği oyuncaklar ayrı bir vitrinde sergilenmektedir. Sizi Ankara Oyuncak Müzesinde de çeşitli koleksiyonunun yanı sıra Fatoş Oyuncak koleksiyonunu keşfetmeye davet edebilirim.

Müzenin,  Türk oyuncak tarihine ışık tutacak nitelikte işlere öncülük etme hedefi ile yola çıktığını Celil Atasever şöyle anlatıyor: “Bazı oyuncaklarımız bize endüstrinin nasıl geliştiği konusunda da önemli bilgiler vermektedir. Anadolu’daki şehirler ile büyük şehirlerdeki oyuncaklar arasındaki farklılıkları ve buna benzer birçok konuyu gözlemlemenize olanak sağlarken bu ışıkta araştırmalara da açık bir alan yaratıyor. Bu doğrultuda, şehirdeki çocuklara daha lüks tüketim nesnesi metal oyuncaklar satılırken Anadolu’da plastikten oyuncaklar satılıyordu ifadesi bu durumun bile sosyal ve ekonomik durumu yansıttığını belirtmektedir.

Aslında burası bir oyuncak müzesi gibi görünse de herkes için yaşayan bir müze haline dönüşecek. Müze, Yiğit Kiremitçi’nin yıllar süren çabasının güzel bir neticesi oldu. Son hazırlıklarında tamamlanıp kapılarımızı açtığımızda çok daha iyi anlaşılacağımızı düşünüyorum.”

Bursa’ya yolu düşen oyun, oyuncak ve sanatseverlerin mutlaka ziyaret etmesini tavsiye ederim.

 

 

Editörün notu:

19 Ekim’de Ankara Üniversitesinde düzenlenecek “Cumhuriyetin 100.yılında Oyun ve Oyuncak ” isimli konferansın konuşmacısı Bursa Oyuncak Müzesinin kurucu koordinatörü ve küratörü Celil Atasever. İçindeki çocuğu kaybetmeyen, çocukluğu yeniden düşünmek isteyenleri Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi içinde gerçekleşecek konferansta görmek kıymetli olacaktır.

Görüşmek dileğiyle…

 

 

İbrahim Ethem Kandemir