Sanal müzemiz 24 saat açıktır

ERKİN KORAY’IN ARDINDAN

Erkin Koray’ın 1942 yılında 1 yaşındayken çekilmiş aile fotoğrafı

Şaşkın, Estarabim, Çöpçüler, Fesuphanallah, Öyle Bir Geçer Zaman Ki gibi arabesk-rock parçaların yanında, Krallar, Akrebin Gözleri, Öfke gibi metal müzik olarak nitelendirilebilen birçok efsane şarkıya imza atan Erkin Koray’ı 7 Ağustos 2023 tarihinde kaybettik. Anadolu-rock müziğin babası 82 yaşındaydı ve uzun bir süredir Kanada’nın Toronto şehrinde yaşıyordu. Barış Manço ve Cem Karaca’yla birlikte uzun yıllar temsil ettiği anadolu-rock müziğinin hayatta kalan son temsilcisiydi. BirKültür okurlarına Erkin Koray’ın 82 yıllık yaşam öyküsünü, hayatında öne çıkan olayları, kariyerinin dönüm noktalarını araştırdım ve yazdım.

24 Haziran 1941’de İstanbul Kadıköy’de dünyaya geldi. Elit bir ailede yetişti. Babası Osmanlı tarihçisi Enver Koray, annesi piyanist Vecihe Koray’dır. Piyanist annesi Vecihe Koray, Şerif Yüzbaşıoğlu, Ayhan Yünkuş, Önder Bali gibi müzisyenlerin hocasıdır. Erkin Koray da piyano çalmayı annesinden öğrenmiştir. Daha sonra ise gitar tutkusu başlamıştır. Lisede arkadaşlarıyla dönemin güncel eserlerini çaldıkları bir müzik grubu kurdu.

 

Erkin Koray ve annesi Vecihe Koray

Erkin Koray ve Orhan Gencebay çalışmaları esnasında

1962 yılında çeşitli müzikli mekânlarda programlar yaptığı sıralarda aldığı bir teklifle bir yüzünde “Bir Eylül Akşamı”, diğer yüzünde “It’s So Long” adlı İngilizce parça bulunan ilk 45’liğini kaydetti. Ancak bu plak 1966 yılında piyasaya çıktı. Yalnızca 300 adet satabildi. Erkin Koray askerliğini 1963-1965 yılları arasında Ankara’da Hava Kuvvetleri Caz Orkestrası’nda solist ve gitarist olarak yaptı. 1960’ların sonuna doğru, bağlamanın sesini müzik yapılan mekânlarda daha çok duyurmak ve rock müziğinde de kullanabilmek için elektro bağlamayı Orhan Gencebay ile geliştirdi. 1968 yılında, Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasına katıldı. Yarışmaya katılan kadro gitarda ve vokalde Erkin Koray, gitarda Tuncer Dürüm, basgitarda Ziya Bakanay ve davulda Sedat Avcı’dan oluşuyordu. Bu yarışmaya bolero tarzı “Meçhul” ve enstrümantal “Çiçek Dağı” ile katıldı. Bu yarışmada 4. olan Erkin Koray’ın yarışmadaki şarkıları Meçhul ve Çiçek Dağı daha sonra bir plak şirketi tarafından piyasaya çıkarılarak sekiz yüz bin adet gibi büyük tiraj yaptı. Grubu ile bir yandan konser verdi, bir yandan da kulüp, bar gibi çeşitli müzikli mekânlarda çalışmaya devam etti. Bu dönemde bir basgitar değişikliği yaşandı ve gruba Taner Öngür dâhil oldu.

1 Mayıs 1971’de Erkin Koray, Hey dergisinde çalışan dostu Arda Uskan ile Cannes Film Festivali’ne gitti. Burada John Lennon ve Yoko Ono’nun yarattığı kısa film Apotheosis’i canlı izledi ve filmin sonunda Koray, gösterime katılan Lennon ile konuşup bir görüşme ayarladı. Bir gün sonra Koray ve  Uskan, Lennon ve Ono görüştü. Bu görüşmede Koray, Lennon’a yeni şarkısı Mesafeler’i dinletirken Hey dergisini de gösterme şansı buldular. 1971 yılının yazı biterken Türkiye’ye dönen Erkin Koray, Süper Grup adını verdiği yeni bir orkestra kurdu. Burada da Sedat Avcı ile çalışan Koray, basgitara ise Almanya’da tanıştığı Jerzy Ziembrowski’yi getirdi. Grup, underground ve psychedelic bir müzik yapacağını açıkladı. Grup, “Yağmur / Aşka İnanmıyorum” ve “Sen Yoksun Diye / Goca Dünya” şarkılarını kaydedip dağıldı. Ağustos 1972’de Bunalımlar grubundan gitarist Aydın Cakus ve baterist Nur Yenal’ın yanına genç basgitarist Özkan Uğur’u alarak Ter grubunu kuran Koray, bu grupla Kasım ayında “Hor Görme Garibi / Züleyha” 45’liğini çıkardı. Ankara’da on beş bin kişinin katıldığı bir konserin ortasında Koray’ın gitarının telinin kopması sonrası Koray, sahneden ayrıldı ve bu hadise sonrası Koray, grup ile iletişimi kopararak bir daha onlarla çalmadı.

Bu grup denemeleri sonrasında Koray, genellikle solo çalışmalar yapıp Türkiye’deki müzik listelerinde üst sıralarda yer alan klasikleşmiş birçok esere imza attı. 1973’te birkaç sene önce Lennon’a çaldığı “Mesafeler” 45’lik olarak yayınlandı.

Fesuphanallah albüm kapağı David Bowie’nin 1973 yılında piyasaya çıkan “Aladdin Sane” albümündeki şimşek makyajlı ikonik pozundan sadece bir yıl sonra Erkin Koray “Fesuphanallah” albümü kapağında benzer bir imaj ile karşımıza çıkmıştır..Bowie’nin sert çizgilerine arabeskin gözyaşı eklenmiştir Koray’ın makyajında.

Erkin Koray, 19 Ekim 1973’te Müge Duruman ile evlendi.1974 yılı ise en başarılı yıllarından biri oldu. Bu dönemde “Şaşkın / Eyvah”, “Krallar / Dost Acı Söyler” ve “Feshupanallah / Komşu Kızı” 45’liklerini çıkaran Koray’a bateride Nihat Örerel, basgitarda da Rauf Ülgün eşlik etti. “Krallar” plağının kapağında kendi çizimini kullan Koray, “Feshupanallah”ın kapağında ise yüzü boyalı bir halde yer alıyordu.

Bu dönemde Koray, Nazilli ilçesinde bir konser verdi ve bu kayıtlar yıllar sonra Live in Nazilli 1974 adıyla resmi olmayan bir bootleg olarak piyasaya sürüldü. Yıllar sonra “Feshupanallah”ın bestecisi konusunda tartışmalar ortaya çıktı ve şarkının aslında Romeo Lahoud tarafından “Weily Weily” olarak yazıldığı ve 1970’de piyasaya sürüldüğü iddia edildi.

1975 yılının başında Koray’ın Elektronik Türküler albümünde kendisine Sedat Avcı ile basgitarist Ahmet Güvenç eşlik ediyordu. Erkin Koray 1975-1984 yılları arasında kısa sürelerde Türkiye’ye gelişleri dışında Hollanda, Almanya ve Kanada’da yaşadı. Hakkında pek fazla bilgi olmayan bu dönemde, Estarabim, Arap Saçı gibi çok bilinen eserleri yayımladı. Koray, 1977 yılında Erkin Koray Tutkusu adlı uzunçaları yayınladı ve grubuna da aynı adı verdi. Bu grupta davulda Okay Temiz, gitarda Orhan Ünal, basgitarda ise 1990’larda çok başarılı bir pop şarkıcısı olacak olan Harun Kolçak bulunmaktaydı. Albümde Koray’ın Hollanda’da kaydettiği iki İngilizce şarkı da bulunmaktaydı. Koray, albümden sonra tekrar bir süre Avrupa’ya çıktı.

Erkin Koray, 1982’de Benden Sana albümünü yayınladı. Albümde Koray’a, Haluk Taşoğlu ve Sedat Avcı’nın yanı sıra Hint müzisyen Harpal Singh de destek verdi. Bu albümde Meyhanede, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Sayın Arkadaşım Osman şarkıları yayımlandı.

Türkiye’ye kesin dönüşünün ardından, ailevi sorunlarından dolayı (kendisinden 2 yaş küçük kardeşi baterist- müzisyen Korkut Koray’la anlaşamazdı) kendisi için pek verimli geçmeyen 1985-1990 yılları arasında belki en çok bilinen çalışması olan Çöpçüler ile büyük bir çıkış yaptı. Çöpçüler’in de yer aldığı Ceylan 1985’te yayınlandı. Albümde Erkin Koray, davul dışında tüm enstrümanları kendi çalmıştı. Bu dönemde ilginç bir şey yaparak piyanist-şarkıcı olarak bir restoranda müzik yapmaya başladı; nedeni olarak da “para kazanması gerektiği” olduğunu belirtti.

Erkin Koray’ın hayatı genellikle ekonomik sıkıntılarla geçmiştir. Yaptığı çıkışlar, son derece popüler olan çalışmaları onu maddi açıdan rahatlatmaya yetmemiştir. Erkin Koray ve onunla aynı dönemi paylaşan birçok özgün sanatçı, o dönemlerde belirsizlik içinde olan telif hakları, sınırlı çalışma olanakları ve müzik dinleyicisinin korsana yönelmesi gibi nedenlerle bu sıkıntılardan kurtulamamışlardır. Bunlardan bazıları küserek müziği bırakmışlar ve daha iyi maddi koşullar elde edebilecekleri işlerle uğraşmışlardır. Erkin Koray telif hakları en çok ihlal edilmiş sanatçılarımızdan biri olmuştur. Bu yüzden de neredeyse hiçbir zaman hedeflediği, hayalini kurduğu yapımları, projeleri gerçekleştirecek parasal kaynak bulamamıştır.

1996 yılına kadar küskün bir tavır sergileyen Koray sessizliğini Gün Ola Harman Ola albümü ile bozulmuştur. Büyük satış başarısı göstermeyen ancak eleştirmenlerce olumlu eleştiriler alan bu çalışmayı 1999 yılında yayımlanan yeni şarkılarının yanında eski şarkılarının da yeni düzenlerinin bulunduğu Devlerin Nefesi adlı son albümü takip etmiştir. Albümde kendisine basgitarda Ahmet Güvenç ve davulda Alpay Şalt eşlik etmiştir.

Ödülleri:

2007 yılında 34. Altın Kelebek Ödül Töreni’nde Onur Ödülü.

2008 yılında 14. Kral TV Video Müzik Ödüllerinde Jüri Özel Ödülü.

Erkin Koray’ın Toronto’daki mezarı

Başarılı sanatçı Erkin Koray, Toronto’da 7 Ağustos 2023 de 82 yaşında karaciğer rahatsızlığı ve yaşlılığa bağlı nedenlerle hayatını kaybetti. Kızı Damla Koray bir açıklama yaparak babasının vefat etmeden önce kızına vasiyet ettiği üzere cenaze töreni düzenlenmemesini ve Toronto’daki yaşadığı yerde defnedilme isteğini iletti. Aile üyelerinin ısrarına rağmen (kardeşi Korkut Koray çok ısrar etti), sanatçının cenazesi Türkiye’ye getirilmedi ve Erkin Koray’ın kızı tarafından Cuma günü Toronto’daki Westminster Mezarlığı’ndaki anıt mezarına defnedildi. Binlerce hayranı Türkiye’de sanatçıyı son yolculuğuna uğurlamak için beklerken, Erkin Koray sessiz sedasız başka bir ülkede son istirahatgâhına uğurlandı. Cenaze defnedildikten sonra bazı sevenleri mezarını ziyaret ederek sanatçının anısını yaşattılar.

 

 

Kaynaklar:

https://www.kralmuzik.com.tr/biyografisi/erkin-koray

https://octopodartdotcom.wordpress.com/2020/10/26/makyajlar/

https://halktv.com.tr/gundem/erkin-korayin-cenazesi-tartisma-yaratti-761089h

Ömercan Murat Evren