Sanal müzemiz 24 saat açıktır

Bir Duygudan Öte ‘Duyguların Coğrafyası Ankara’ Sergisi

 

Sokaklarda bir gezinti yaptığınızda veya bir mekânın fotoğrafına baktığınızda duyguları da beraberinde getirir hafızanın derinliklerine gömülenler. Yeniden çıkıverirler karşımıza. Mekân yitirildiğinde, zorunlu ayrılıklar olduğunda, kısaca insanın kent ile ilişkisi çeşitli sebeplerle koptuğunda veya koparıldığında bile kent onu yeniden keşfetmemizi bekler. Her yeni keşif, gizli kalmış, farkında olmadığımız duyguları beraberinde getirir. Mekânla bağımız koptuğunda bu duygulardır bizi kente bağlayan… Kentle kurduğumuz ilişki duygularla var olur ve kentin haritası gibi duygularımız da bize bir duygular coğrafyası oluşturur. Amaçsızca arşınladığımız kaldırımlar o anki mutluluğumuzu barındırır. Her bireyin ayrı deneyimlerinin, ayrı yaşantılarının haritası, birleştiğinde Ankara’nın tüm duygularının coğrafyası oluşur.

 

Duygular Coğrafyası Ankara sergisinin atölyeleri de katılımcılarıyla birlikte bu duyguları keşfe çıkıyor. Sergide  Rengahenk Ankara, E/SPA/S (Event-Space Syntax-Sense), Geleneksel Modern Kentsel Mekânlar Arakesitinde Duyguların İzdüşümü, Anılar Atlası, diastema* Zıtlıklar , Kentle Kurulan Çoğul İlişkiler, Mekânın Öznel Arkeolojisi, Sayısız Tanıklık, Ankara Tümülüs Rotaları, Armoninin Peşinde: İllüstrasyon, Görünmezi Görünür Kılmak ve Çeperin Duygu Haritası olmak üzere 11 farklı atölye yer alıyor .

Benim de Ankara Tümülüs Rotaları atölye grubuna gönüllü olarak katılma serüvenim birazda tesadüfi olarak denk geldiğim bir elektronik formu doldurmamla başladı. Sonrasında gerekli iletişim kanalları kullanıldı ve ben ekibe dâhil oldum. İlk olarak Nisan ayının hafif yağmurlu bir gününde Anıttepe parkında Ela Alanyalı Aral hocamızın önderliğinde Beşveler ve Emek’te yer alanlardan başlayarak şehirde yer alan Tümülüsleri bir rota dâhilinde gezdik. Her gün yanından geçtiğimiz, fark etmediğimiz, belki de görmezden geldiğimiz her bir Tümülüs o döneme yolculuk ediyormuş hissi uyandırdı bende. Belirlenen rota üzerinde gezilen Tümülüslerin nasıl bir form ile sergiye dönüşeceği fikri ise tam olarak AŞTİ metrosunun yanında bulunan Tümülüs’ün tepesinde gelişti; yüzyıllardır hayatlarımızda yeri olan seramiği kullanarak bir ana form oluşturup, onun etrafında gelişen ve değişen şehrin projeksiyon ile yansıtılması. Bu doğrultuda atölyesini bizlere açan Melis Arslan ile ekip bir cumartesi günü buluştu ve atölyenin seramikten eserleri ortaya çıkmaya başladı.

Aşti’nin ve Emek Metro’sunun yanındaki Höyük

Atölye ekibinden Sayın Gonca Gökalp Alpaslan bu sergiyi “Tümülüslerin Arasında Büyümek”adlı yazısında  şu sözlerle ifade ediyor: “Nisan 2022’de gerçekleştirilen Ankara’nın Tümülüs Rotaları başlıklı atölyeye katıldığımda amacım, doğduğumdan beri üzerinde dolaştığımı bildiğim tümülüslere ilişkin akademik bilgi almaktı. Ela Hoca’nın anlattıkları bu açıdan çok doyurucuydu, gönülden teşekkür ederim. Benim için şaşırtıcı olan, Anıt Park’ta Anıtkabir’e bakarak başlayan, Fevzi Çakmak Caddesi’nden Beşevler’e oradan Beştepe’ye doğru ilerleyen ve AŞTİ tümülüslerinde biten bu rotanın hayatımın birçok anıyla kesiştiğini farketmekti. Bir anlamda kendimle zamansal bir çizgide karşılaşmış gibi oldum. Doğdum, büyüdüm, ortaokula-liseye-üniversiteye gittim, âşık oldum, evlendim, çocuklarımı büyüttüm derken ben hep tümülüslerin rotasında dolaşmışım. Hem bilerek hem bilmeyerek! Ve bütün bu toprakların, Ankara’nın tarih öncesi dönemlerine bağlandığını aşama aşama öğrenmek ama bunun gerçek anlamını işte şimdi, ellilerimde farkedebilmek… Bu da bir uyanış…”

Atölyenin koordinatörlerinden Buket Ergun Kocaili ise sergiyi şöyle anlatıyor: “En önemlisi farkında olmak! Her gün önünden/ yanından/ üstünden geçip gittiğimiz tepelerin, yaşadığımız günlük hayatların sıradanlığına karşın, hiç de sıradan tepeler olmadıklarının farkına varmak.

Sergimizin biricik amacı işte bu farkındalığı arttırmak. Kentin altında ezilen, yok olan; varlığını sürdürmeyi başarmış olsa dahi, kenarından törpülenen veya dikenli tellerin ardında kalan Tümülüslerin burada olduklarının farkına vardırmak. Bir köprü görevi görmek amacımız. Geçmişten bugüne not düşmek ve kentin geleceğinde Tümülüslerin varlıklarını sürdürmelerini sağlamak.

Sergi öncesinde atölyemiz kapsamında düzenlediğimiz yürüyüş, Ankara Batı Tümülüslerini bir rota üzerinde gözlemlememizi sağlamıştır. Rota boyunca beni en çok etkileyen katılımcılarımızın bireysel olarak ne kadar etkilendiklerini izleyebilmek oldu. Görsel ve fiziksel olarak deneyimlediğimiz rotayı ve Tümülüsleri, algısal ve dokunsal seramik bir topoğrafya olarak yeniden ürettik. Özü, katı, katmanı toprak olan Tümülüsler, özü toprak olan seramik ile yeniden yükseldi. Günümüz Ankara’sının uydu görüntüsünü altlık yaptık geçmişin Ankara’sına ve farklı dönemlerin kent haritalarını üzerine yansıtarak Tümülüslerin yok oluş öykülerinin özetini verdik. Bu serginin Tümülüslerin varoluş öykülerine bir katkı sağlaması dileği ile.”

Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi Osman Hamdi Bey sergi salonunda yer alan sergi 13 Eylül- 16 Ekim tarihleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.

Kaynakçalar ve Bağlantılar

Sayın Gonca Gökalp Alpaslan’ın “Tümülüslerin Arasında Büyümek” adlı yazısı

Sayın Buket Ergun Kocaili’nin Bu sergiye dair notları

https://kultursanat.cankaya.bel.tr/event/1583/DUYGULAR-COGRAFYASI-ANKARA

https://www.spo.org.tr/etkinlikler-detay.php?kod=11375

https://www.bizimankara.com.tr/ankara/duygular-cografyasi-ankara-sergisi-aciliyor-h23463.html

İbrahim Ethem Kandemir