Toy Tay Atlı Oyuncaklar ve Oyunlar sergimize katkıda bulunacağını düşündüğüm sallanan at ve atlı oyuncaklar üzerine yurt dışı kaynak araştırması yaparken karşılaştığım bir kitaptı ‘Rocking Horse Winner’. Sonrasında kitap BirKültür İhtisas Kütüphanemizde de yerini aldı.
Araştırmalarım sırasında bu öykü ile birçok eleştiri yazısını da okuma fırsatım oldu. İlgimi çekmişti ve bir çocuk öyküsü olmak için bana biraz sert gelmişti açıkçası. Trajik sonu yanı sıra işlenen psikolojik ve Freudyen unsurları ile sarsıcı bulduğum ve üzerine biraz derinleşme ihtiyacı duyduğum bir kitap oldu.
3 çocuklu bir kadın. Görünürde iyi bir anne. Hissedemediği sevgi ve eğreti anneliğini kapatmak istercesine kaygılı. Ancak kimsenin dillendirmediği hem çocuklarının hem de kendisinin içinde çok iyi bildikleri bir kopukluk ve bağlanma eksikliği merkezinde yaşanan anne çocuk ilişkisi. Aslında varlıklı bir aileden gelen ve orta-üst bir ekonomik hayat sürdüren fakat gelirinin üzerinde yaşayan, lükse düşkün ve bu nedenle hep ‘yeterince yok’ diyen bir kadın. Öyle ki ailenin yaşadığı ev geceleri fısıldıyor’ there must be more money’ ‘daha çok para olmalı’. Evliliği de çocukları ile ilişkisine benzer şekilde kopuk, yavan, mutsuz. ‘Yeterince para’ kazanamayan eşine karşı suçlayıcı.
Bir annenin inanç kalıplarının ve psikolojik ikliminin çocuk üzerinde ne denli güçlü bir etkiye sahip olduğunu ve annenin mutsuzluğunu içselleştiren bir erkek çocuğun çırpınışlarını konu alan bu trajik öyküde Paul, annesinden aldığı ‘şanslıların parası olur’ inancı ve annesinin mutlu olması için daha çok para kazanması gerektiği düşüncesiyle Oscar Dayısının yardımcısı Basset ile at yarışı oynamaya başlar. Yarışlarda kazanan atı oyuncak sallanan atının ona fısıldadığını söyler. Atının üstüne biner, çılgınca adeta transa geçmiş bir şekilde sürer, öyle ki küçük kız kardeşleri onun bu halinden korkarlar. Atının fısıldadıkları ile bahislerde kazanmaya başlar ve bir bahiste 5000 pound kazanır ve bunun 1000 poundunu dayısının da yardımı ile bir akrabadan gelen para mizanseni vererek annesine iletilmesini sağlar. Ve o gün postadan gelecek bu haberle annesinin gözlerinde bir mutluluk belirtisi arar. Ama bunu göremez çünkü annesi hemen yeni mobilyalar sipariş vermiş yeni harcamalara girmiş ve Paul’un aradığı o rahatlamayı ona vermemiştir.
Paul daha çok kazanması gerektiğini düşünür. Annesinin mutluluğu için demek ki bu da yeterli değildir. Daha çok bahis oynar. Bir gece yine sallanan atının sırtına biner ve yine delirmişçesine sürmeye başlar. Annesi çocukların odasından gelen garip, ritmik sesi fark eder ve Paul’u atın üzerinde sabitleşmiş gözleri ile bir hezeyan halinde bulur. O gece Paul çok hastalanır ve çok geçmeden hayatını kaybeder. Ancak o son gece ona yine kazanan bir at fısıldamıştır sallanan atı ve seksen bin pound kazanmıştır, ‘şanslıyım değil mi anne?’ diye sorar, ‘bu şanstır değil mi?’ Bir küçük beden annenin mutluluğundan sorumlu hissetmenin ağır yüküne dayanamamıştır.
Hazin ve sarsıcı bir son. Üzerinde düşünülesi ve belki birçok psikolojik incelemelerin, tartışmaların yapılabileceği bir anne çocuk ilişkisi.
Sallanan at bir dönem zenginliğin simgesi olarak bilinmiş, ahşap el yapımı bu atlar ancak üst sınıfların çocuklarına Noel’de hediye edebilecekleri bir oyuncak olarak görülmüş. Bir dönem belli bir sınıfa atfedilmiş, neyse ki yakın tarihimizde ve günümüzde artık böyle imgelenmiyor.
Müze Kumbaram’ın envanter defterinde birinci sıradan kayıtlı ve sergimizin çıkış kaynağı kumbaramız ‘Sallanan Atta Çocuk’ son derece neşeli ve keyifli bir an’ı canlandırıyor zihinlerimizde. Tıpkı sergimizin geri kalanı gibi…
Sergimizi dijital olarak ve Müze Kumbaram’da bizzat ziyaret edebilir, atlı oyuncak ve oyunların çeşitlilik ve kapsayıcılığına tanık olabilirsiniz.
18-24 Mayıs Müzeler Haftası her yıl olduğu gibi bu yılda Müze Kumbaram’da çeşitli etkinliklerle ve ücretsiz Toy Tay sergi erişimi ile anı, bilgi, duygu, merak ve paylaşım biriktirmeye devam etti…
Seneye görüşmek üzere!